Sayfalar - Pages

8 Ocak 2019 Salı

Demir Maskeli Adam (The Iron Mask)


…Onun öldüğü gün, hücresindeki her eşyasını yaktılar. Cenazesini gömmek için tören bile yapmadılar. Bu emri veren Fransa Kralı XIV. Louis idi. Peki kralın böylesine dışladığı kişi kimdi?...

Söylentiler arasında Kral'ın evlilik dışı oğlu olduğu ve yüzünün Kral'a çok benzediği için kapatıldığı iddiası yer aldı. Bir diğer iddia ise Kral'ın kendisi gayri meşruydu yani "Demir Maskeli Adam" aslında Kral'dı. Bir diğer iddia ise, mahkumun Kral'ın ikiz kardeşi olduğu ve tıpatıp aynısı olduğu için Kral'dan uzak tutulduğuydu.
(Kral XIV. Louis)
1669'un sonlarına doğru "Demir Maskeli Adam" tutuklandı. St. Mars, mektubunda Louis'ya şöyle yazmıştı; "Kral'ın emriyle Pignerol'a yollanan Eustache Dauger adlı adamı aldım. En üst düzeyde koruma altında, önem vererek kimseyle konuşmamasını, kendisi hakkında bilgi vermemesini, mektup veya başka bir yolla haberleşmemesini sağladım. Bu adamın yeterince iyi beslenmesini istemiş olduğunuz için ve bu konuda mazeret kabul etmeyeceğinizi bildirdiğinizden gerekeni yaptım. Fakat onun adına size söylemeliyim ki, eğer konuşmasına izin verilmezse daima kendisini öldürmeyi düşünüyor." Mektupların bazıları Kral'a aitti ve Kral´ın, Eustache Dauger adlı adamdan hoşlanmadığı belliydi ama özel olarak da ilgileniyordu. 
Kral, onun sürekli olarak gözlenmesini ama en iyi koşullarda da korunmasını istiyor. önemli olanın hiç kimseyle tek kelime konuşturulmaması veya yazışmaması olduğunu belirtiyordu. Sonraki mektuplarda, geçen yıllar içerisinde mahkumun yaşamıyla ilgili ayrıntılar veriliyor buna karşın maskeli adamın kimliği veya ne nedenle bunların yapıldığına hiç değinilmiyordu. Olayı konu alan filmde demir maskeli adamın zindandan çıkarılıp kralın yerine geçirildiği gösterilse de gerçekte ne olduğu bir sır olarak kalmaya devam ediyor.


Demir maskeli adam film incelemesi:


4 Ocak 2019 Cuma

Termofil Savaşı (M.Ö. 480)


Termopylae (Geçidi) Muharebesi, Akamenid İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers İstilası sırasında gerçekleşen üç günlük bir muharebedir. Muharebe, Sparta kralı I. Leonidas'ın komutasındaki Grek şehir devletleri ittifakı kuvvetleri ile I. Serhas komutasındaki Pers kuvvetleri arasında cereyan etmiştir...

(Pers Güzergahı)

On yıl önce Maraton'da Yunanlılara yenilen Persler, on yıllık bir aradan sonra yarım bıraktıkları işi tamamlamak üzere Yunan ana karasına dönmeye hazırlanıyorlardı. Babası Darcios'un yaptığı hataya düşmek istemeyen Pers Kralı Kserkses, o zamana değin görülmüş en devasa ordu için sefer hazırlıklarını başlattı. Bu amaçla Pers ordusu Anadolu topraklarını kullanarak Çanakkale üzerinden karşı kıyı olan Abidos'a geçti. 

(I. Leonidas)

Sparta’da düzenlenen Karnia Festivalinin başlaması üzerine yargıçlar sınıfı olan Eforlar tarafından Sparta ordusunun toplanamadığı geçidi tutmasına izin verilmedi. Fakat ordudan seçilen 300 kişilik seçkin bir birlik geçidi korumak için görevlendirildi. Kral Leonidas komutasında olan ve geçidin korunması için gönderilen seçkin birliğin kendilerine zaman kazandıracağı ümidindeydi. Fakat beklenen yardım hiçbir zaman gelmedi. Çünkü Antik Yunan devletleri parçalanmış bir halde bulundukları için güçlerini birleştirmeleri epey zaman almıştı. Savaş ilk günü çarpışmalar dar bir geçitte yaşandığı için yaya birlikler Pers Kralı olan Xerxes tarafından Spartalıların üzerine gönderilirler. Bu birlikler bir gün bile dayanamayarak başarısız olurlar.

  
(Termofil Savaşı Temsili Görsel) 

 Bu sefer ikinci aşamaya geçilerek atlı birliklerle birlikte yaya askerler gönderilir. Fakat Spartalılar bu saldırıyı da iki gün içinde bertaraf ederler. Son çare olarak Pers Ölümsüzlerini de iki gün içinde 
yenilgiye uğratan Spartalılar artık bir zafer kazanmışçasına rehavete kapılırlar. Fakat 3. günün ardından Malisli Efealtes adında bir hain, Pers General Hidasnes’e gizli bir patikadan ilerlemeyi teklif etti ve 300 Spartalılar o dar geçitte Pers okçuları tarafından teker teker avlandılar. M.Ö 486 yılında geçidi korumak üzere görevlendirilen 300 Spartalı üç gün direndikten sonra nihayetinde Pers Ordusu tarafından adeta kıyıma uğradılar. Hatta savaş sırasında bir Trakya yerlisi Pers okçularını anlatırken “Pers okçuları o kadar çoktular ki ok attıklarında güneşi kapatıyorlardı” ifadesini kullanmıştır.

Kaynak: