...
Prototip insanlar tarafından hayretle inceleniyordu. Projeye destek
veren insanlar patronu tebrik ediyor, prototipe sorular soruyor,
eğleniyorlardı. Fakat bu güzel atmosfer gazetecilerden birinin "Peki
nasıl bitkisel hayata girdiniz, yani eski bedeniniz ?" diye sormasıyla
bozuldu. İçeride bir sessizlik olmuştu. Herkes Prototipin vereceği
cevabı merakla beklerken prototip çoktan devrelerini yakmıştı. Güç
düğmesindeki ışık sönünce teknisyenler apar topar onu götürdüler. Patron
oradaki iş adamlarıyla konuşmaya gittiğinde Fred de prototipe bakmak
için arka tarafa gitti. Böyle olacağı belliydi.
Sunumdan
sonra 1 hafta patron ve Fred hiç konuşmadılar. Telefon çaldı. Patron
Fred'i şirkete çağırdı. Maddi desteğin tamamen kesildğini ve projenin
sona erdirildiğini söyledi. Fred eşyalarını topladıktan sonra son bir
kez prototipi görmek için depoya gitti. Prototip ile biraz uğraşdıktan
sonra zihninin boşaldığını değil de sadece mekanik beden ile biyolojik
beden arasında bir geçiş yaptığını anladı. Fakat bir zihin iki bedende
yer alıyordu. Yani zihin değiş tokuş yapacak başka bir zihin bulamıyor
ve uygulama hata veriyordu. Fred bunu kimseye söylemeden prototipi alıp
alamayacağını sordu patrona. Patronuı onu alabileceğini söyledi.
Fred
çocukça bir heyecan ile eve gitti. Doğrudan prototipi elektriğe bağladı
ve uğraşmaya başladı. Fakat değiş tokuş yapacak başka bir zihin yoktu.
Kontrollü bir değiş tokuş için bir liman hazırladı. Bu limana kendini
bağladı. Prototipe kaza anını sordu. Prototip kendini kapattı. O anda
Fred de bayıldı. Gözünü açtığı zaman biyomekanik bedende kendisi vardı.
Diğer genç yani Martin de Fred'in bedenindeydi. Martin çok sevinmişti.
tabiki Fred ondan çok sevinmişti. İkiside evin içinde oradan oraya
yürüyor, çığlık atıyor, birbirlerine sarılıyorlardı. Herşey çok iyi
gitmişti ama bunu kontrollü olarak nasıl yapacaklardı ?
Fred,
profesörü aramaya karar verdi. Profesör Fred'in evine geldi. Kapıyı
biyomekanik vücut içinde Fred açtı. Profesör şaşırmıştı. "Fred sen misin
?" diye sorma ihityacı duydu. Oturup konuşmaya başladılar. Fred, bunu
kontrollü olarak nasıl başarabileceklerini öğrenmek istiyordu. Profesör
bunun ancak Martin'in o anı düşündüğünde vücudunda ne salgıladığını
öğrenerek bulabileceklerini söyledi. Birkaç deneyden sonra bu hormonun
adrenokortikotropik olduğunu öğrendiler.
Fakat
bu hormon dışarıda bulunamayacak bir hormondur. Fred, bunu hastanede
birkaç deney yaparak elde edebileceklerini söyledi. Profesör birkaç
cerrah arkadaşıyla görüştü. Biri, kendilerine 45 km uzaklıktaki bir
eyalette başhekim olarak görev yapan doktor Helsin idi.
Helsi'nin
yanına gittiler. Hastaneye yılda birkaç kez mahkumlardan oluşan gönüllü
bir hasta takımı gönderiliyordu. Helsin, bu adamlardan birkaçını bu
deney için kullanabileceklerini söyledi. Martin'in bedenine bir depo
yaptılar. Mahkumdan alınacak olan adrenokortikotropik bu depoda
birikecek ve zihin değiş tokuşu yapılacağı zaman bedene enjekte
edilecekti... Devamı Gelecek....
(Yayının tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanım ve kaynak belirtilmeden yapılan paylaşımlar yasaktır.)
(Yayının tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanım ve kaynak belirtilmeden yapılan paylaşımlar yasaktır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder