Fransız Devrimi (İhtilal-i Kebir)
Fransız İhtilali adını sıkça duyduğumuz tarihi bir olaydır. Fakat bu olayın ardından yaşanan gelişmeler, ortaya çıkan yeni fikirler ve adetler hadisenin dünkü gibi sıcak kalmasını sağlamıştır. Hatta şu anda dahi birçok güncel yorumda Fransız İhtilali'ne atıflar yapılmaktadır. İhtilal aslında yıllar süren bir fikrî hazırlık sürecinin ürünüydü.
18. asır tam manasıyla Fransız aydınlanmasının zirve dönemleriydi. Rousseau, Voltaire, Diderot gibi bugün dahi ünlerini muhafaza eden yazarlar bu dönemde eserleriyle halkı bilgilendirmeye çalıştılar. Fakat bu aydınlar kralı şiddetle devirecek bir ihtilalden yana değillerdi. Amaçları sistemin yeniden düzenlenmesiydi. Hiçbirinin ömrü de ihtilali görmeye yetmeyecekti.
İhtilal yıllarında Napolyon Bonapart, adı çok az kişi tarafından bilinen basit bir subaydı.
Çok fazla değil, sadece 10 yıl kadar sonra Avrupa'yı birbirine katacak olan Bonapart, ihtilal sırasında silik bir askerdi. Takip eden yıllarda özellikle Toulon'daki savunmayı yönetmedeki başarısıyla adı duyulmaya başlanacaktır.
Özellikle, olayların çağdaşı olmasa da bir nesil sonra yaşamış olan, meşhur Osmanlı tarihçisi ve devlet adamı Ahmed Cevdet Paşa bu olaylar hakkında isabetli yorumlar getirmektedir. Bu durumda, hadiseyi aradan geçen yıllar sebebiyle geniş çerçeveden ve neticeleriyle birlikte değerlendirebilmesinin de etkisi vardır.
Fransız İhtilali'ne temelde bir ekonomik kriz dönemi sebep oldu.Birkaç yıldan beri süre gelen mali buhranlar bir türlü aşılamıyordu. Fransa'da maliye bakanları art arda değişiyor fakat hiçbirisi mevcut durumu iyileştirmekte başarılı olamıyorlardı. Ahalinin sabrı, orta sınıf eğitimli kesimin de tesiriyle, gittikçe taşıyordu. 1789 başlarında état Généraux (Eta Jenegho) adlı olağanüstü danışma meclisi toplandı.
1320'den itibaren aralıklarla toplanan bu meclis, bir nev'i kralın zor durumları danışma heyetiydi. Bazen 50-60 yıl toplanmadığı da olmuştu. Soylular ve ruhbanların çoğunluğunu oluşturduğu meclise bu sefer az da olsa köylülerden de temsilciler girmişti.
Etats généraux (danışma meclisi) kralın aristokrat vekilleri kayırması sebebiyle kısa sürede karıştı. Çoğunluğu sağlayan diğer vekillerin direnmesiyle birlikte kralı yok sayan cemiyet kendisini Milli Meclis ilan ederek idareyi ele aldığını ilan etti.
14 Temmuz 1789'da Camille Desmoulins'in alevli nutkuyla hareketlenen ahali Bastil Hapishanesine hücum ederek orada suçsuz yere tutulduğuna inandıkları mahkumları serbest bıraktılar. İhtilalciler kısa sürede Paris'i ele almışlardı bile. Kral XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette yargılanıp 1793'te idam edildiler.
İhtilalcilerin de kendi aralarında birtakım görüş ayrılıkları vardı. Bu ayrılıkların iktidar kavgasına dönüşmesi hiç de uzun sürmedi. Başta en etkili isimlerden biri olan Robespierre hasımları tarafından iktidardan düşürüldü. Bir ara kendisinin birçok kişiyi yolladığı giyotinin altında, kaderin bir hesaplaşması olarak, 1794'te bu defa kendisi hayata veda etti. İhtilalden sonra kral devrilmiş ve monarşi rafa kalkmıştı. Fakat oluşturulan ilk anayasa pek de özgürlükçü değildi.Seçme ve seçilme hakkı sınırlandırılmıştı. Sadece belirli miktardaki geliri olanlar ve tespit edilen meblağda yıllık vergiyi ödeyenlerin oy kullanma veya aday olma hakkı vardı.
Kaynakça:
https://m.media-amazon.com/images/I/41WcGEonI6L.jpg
https://cdn.britannica.com/s:700x500/40/167640-050-28FD9BA4/execution-Louis-XVI-1793.jpg
https://www.comingsoon.net/assets/uploads/2018/11/french-rev.jpg
https://onedio.com/haber/fransiz-ihtilali-hakkinda-ortamlarda-muhabbet-acabileceginiz-temel-bilgiler-810560
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder