VALHALLA
Çoğu Tarihi İskandinav ve savaş filmlerinde duymuşuzdur;
"See You In Valhalla!..."Valhalla'da Görüşürüz...
Peki nedir, neresidir bu Valhalla!
Valhalla, İskandinav mitolojisinde ölen savaşçıların, Tanrı Odin’in de evi olan Asgard’da gideceği görkemli salondur. Tabii öyle sadece bir salon değil, tanrılar ile birlikte yemek yedikleri, içtikleri, eğlenecekleri ve ebedi zaferlerini kutlayacakları yer.
Valhalla (eski İskandinav mitolojisinde Valhöll) Asgard’da yer alıyor. Asgard’da 540 adet kapı bulunuyor ve bu kapılar o kadar geniş ki 800 savaşçı yan yana geçebiliyor. Valhalla’nın çatısı altın kalkanlarla kaplı ve duvarları tahta mızraklar ile kaplanmış. Viking savaşçıları savaşta öldüklerinde yarısı Valhalla’ya geliyor, diğer yarısı ise tanrıça Freya’ya veriliyor; ve tabiki ilk seçim hakkı Freya’ya ait.
Valhalla’ya gelen her savaşçı her sabah silahlarını alıp, kalkanlarını kuşanıp, Asgard’da savaşıyor. Kolu, bacağı kopsa veya ölse hiç önemli değil çünkü her gece yemek saati geldiğinde Valhalla’da hep birlikte toplanıp, tekrar eski hallerine dönüyorlar.
Yemek derken; Saehrimnir (dev domuz) sihirli bir domuz, aşçı Andhrimnir tarafından kesilerek veriliyor ve kestiği yer tekrardan büyüyor. Yani sınırsız bir yemekten bahsediyoruz. Bir de Heidrun adında bir keçi var, Valhalla’nın çatısında duruyor ve hayat ağacının (tree of life — Yggdrasil) dallarından yiyor. Kendisi beslenirken memelerinden büyük bir küvete içki akıyor, bu sayede Valhalla’daki herkes sarhoş olabiliyor.
Valhalla (eski İskandinav mitolojisinde Valhöll) Asgard’da yer alıyor. Asgard’da 540 adet kapı bulunuyor ve bu kapılar o kadar geniş ki 800 savaşçı yan yana geçebiliyor. Valhalla’nın çatısı altın kalkanlarla kaplı ve duvarları tahta mızraklar ile kaplanmış. Viking savaşçıları savaşta öldüklerinde yarısı Valhalla’ya geliyor, diğer yarısı ise tanrıça Freya’ya veriliyor; ve tabiki ilk seçim hakkı Freya’ya ait.
Valhalla’ya gelen her savaşçı her sabah silahlarını alıp, kalkanlarını kuşanıp, Asgard’da savaşıyor. Kolu, bacağı kopsa veya ölse hiç önemli değil çünkü her gece yemek saati geldiğinde Valhalla’da hep birlikte toplanıp, tekrar eski hallerine dönüyorlar.
Yemek derken; Saehrimnir (dev domuz) sihirli bir domuz, aşçı Andhrimnir tarafından kesilerek veriliyor ve kestiği yer tekrardan büyüyor. Yani sınırsız bir yemekten bahsediyoruz. Bir de Heidrun adında bir keçi var, Valhalla’nın çatısında duruyor ve hayat ağacının (tree of life — Yggdrasil) dallarından yiyor. Kendisi beslenirken memelerinden büyük bir küvete içki akıyor, bu sayede Valhalla’daki herkes sarhoş olabiliyor.
Ve tabii Valhalla ile ilgili masallardan biri;
Tyr, savaş 
tanrısı, uzun zaman boyunca Valhalla’daki tahtından cesur savaşçıları 
izliyor ve diyor ki bu savaşçıları bir yerde toplayıp birbirleri ile 
kavga etmelerini isteyeyim. Bu kavgayı kim kazanırsa da ona tanrıların 
kendisinden bir hediye vereceğimi söyleyeyim. Bu hediye Valhalla’nın en 
iyi demircisi tarafından dövülmüş bir kemer olsun ve bu kemere sahip 
olan savaşçı öldüğünde direk Valhalla’ya benim masamda Odin ile birlikte
 oturup, öldükten sonraki hayatını onurlandırsın.
Kendisi
 Valhalla’dan çıkamadığı için bu görevi bir ölümlüye verir, ölümlü tüm 
savaşçıları bir arenada toplar ve burada kavgaya dövüşürler. Son canlı 
kalan savaşçıya kadar dövüşmeleri istenir. Büyük beklentileri olan 
savaşçılar ise atalarını onurlandırmak için ebediyete kadar süren bir 
savaşa girerler.
Daha
 sonrasında bu inanış, en fazla savaş kazanan, en büyük savaşçı şekline 
dönüşür ve öldükten sonraki hayatlarını, tanrılar ile aynı sofrada 
oturarak onurlandırmak isteyen savaşçıların, barbarlık hikayelerine 
bırakır.O zaman "See You In Valhalla !..." :):):)
 


 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder